Sevgili ziyaretçiler,
Burada sizlere Milletvekili olarak ilginizi çekebileceği bazı önemli çalışmalarımı, mümkün olduğu kadar ı, türkçe’den de sunmak istiyorum.
Bayramınız kutlu olsun. Sizlere ve tüm dünyaya barış, huzur, sağlık, adalet, sevgi ve saygı dolu bayramlar dilerim
Müsiad Hessen derneğin iftar davetinde. Davet, diyaloglar ve bu güzel jest için yönetimine ve üyelerine teşekkür ederim.#
Hayırlı ramazanlar
Nevruz BARIŞ
Nevruz BARIŞ , özgürlük ve yeni bir çağın başlangıcı ve aynı zamanda dayanışma, birlik ve umut anlamına gelir.Bu ruhla hepinize mutlu, barış dolu ve sağlıklı bir Nevruz bayramı ve güzel baharın başlangıcı diliyorum! Nevruzunuz kutlu olsun.
Hanau – 2. yıl dönümü & soruşturma komitesi
Tam iki sene önce, dokuz gencimiz bir ırkçı tarafından öldürüldü. Bu hain saldırı ile fail bir çok kişiye ölçülemez acılar yaşattı.İki yıl sonra, bu acı, öfke ve üzüntü hala ruhlarımızın derinliklerinde – yakin arkadaşlarda, hayatta kalanlarda, Hanau halkında, Hessen eyaletinde yaşayanlarda ve cumhuriyetteki birçok insanda, ama özellikle de kurbanların ailelerinde.“Hanau“ soruşturma komitesinin bir üyesi olarak, akrabaların eyalet parlamentosunda yaptıkları açıklamalarında bu acıya yakından tanık oldum ve onların yaşadıklarını çok iyi hissedebildim. Komitede yapılan açıklamalar gerçekten çok etkiledi, duygulandırdı ve derinden sarstı. Kurbanların aileleri, dünyada hiçbir maddiyatın onların kaybını telafi edemeyeceğini açıkça belirttiler – bir soruşturma komitesi bunu değiştiremez. Ama geride kalanların acısını hafifletmeye katkıda bulunabilir.Soruşturma komitesinde son haftalarda önce akrabalara yer verdik, hem bizim sorularımızı yanıtlamaları için, hem onların endişelerini gözlemlerini, görüşlerini dinlemek ve onların cevapsız sorularını yanıtlamak için. Bu çok önemliydi ve doğruydu! Çünkü onların önerileri ve islemlerini takip etmek bizim için bir görev.Soruşturma komitesi olarak çalışmalarımızla, kapsamlı ve tüm titizlikle yapılan bir araştırma ile, mağdurların yakınlarına saygı ve hürmetlerimizi sunabiliriz.Frankfurter Rundschau’ya verdiğim bir röportajda, “azınlıkların korku içinde yaşaması bir demokrasi için son derece güç bir durum ” demiştim. Bu durum bizim için kabul edilemezdi ve hala kabul edilemez!Açık kalan soruları çözerek, devlete ve kurumlarına sarsılmış olan güven yeniden kazanılabilir. Bu cevaplardan ders alinirsa, gelecekte hatalardan kaçınılabilir.Cumartesi Hanau kurbanlarını anıyoruz ve ayrıca ırkçılık, anti-Semitizm, İslamofobi, antiziganizm , insan düşmanlığı ve genel anlamda nefret ve kışkırtmaya kalma , toplumumuza ne kadar zarar verdiğini gözümüzün önünde tutmalıyız.Ben Şahsen, korkunç katliamdan birkaç saat sonra Hanau’daki deneyimlerimi asla unutmayacağım. İnsanların acısı, cevapsız sorular ve korku – ama aynı zamanda çoğunluğunun büyük dayanışması, beraberlik ve birliği – tüm halka derin bir izlenim bıraktı.Özellikle öldürülen bir gencimizin annesinin şu sözleri unutulmaz bir izlenim bıraktı: “Oğlumun başına gelenin başka hiçbir gencin başına gelmemesi ve başka hiçbir annenin bu acıyı yasamaması için elinizden geleni yapın!”Bu görev hepimize yönelikti: siyasetten güvenlik yetkililerine, devlet kurumlarından en küçük derneklere kadar. Sağcı ve ırkçı saldırıları önlemenin başka yolu yok.Ferhat Ünvar ölmeden önce bir şiirinde „Unutulduğumuzda biz ancak ölürüz“ diye yazmıştı.Öylelike onları hiç bir zaman unutmamılıyız: Mercedes Kierpacz, Gökhan Gültekin, Ferhat Ünvar, Fatih Saraçoğlu, Sedat Gürbüz, Vili Viorel Păun, Kaloyan Velkov, Hamza Kurtović ve Said Nesar Hashemi’nin anısına.Resimde: Öldürülen Sedat Gürbüz’ün annesi Emis Gürbüz, „Hanau“ soruşturma komitesinde
Corona zamanlarında staj
Kiara Elis & Ayhan Can. Çok zor koşullara rağmen, son aylarda bunu sağladım ve böylece bu iki siyasi ilgiyi paylaşan gençleri tanıma fırsatı buldum. Bu ilgiyle devam edin ve yolunuz daima açık olsun.
Yusuf Yerkel’in Frankfurt başkonsolosluğu’nda ticari ateşe olarak atanmasına karşı protestolar
Bugün Yusuf Yerkel’in adaylığına karsi yüzlerce Frankfurtlu ve Hessenliler yüksek sesle protesto ettiler. Soma katliamının sonrasında bir madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel’in Frankfurtta bulunan Hessen Başkonsolosluğuna Ticari Ataşesi olarak atanması, buradaki Türkiye kökenli insanları haklı olarak şaşkınlık ve öfke içinde bıraktı. Türkiye’de barışçıl bir şekilde protesto eden insanların üstüne saldıran ve birini tekmeleyen hiç kimse Hessen’de Türk halkını temsil etmemeli. Yerkel’in atanması sebebi ile Türk konsolosluğu ile yerel halk, dernekler, kulüpler, sendikalar, kuruluşlar ve şirketler arasındaki diyalog ve işbirliği olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle, mevcut olan büyük eleştirilerin bu kararın yeniden düşünülmesine neden olacağını ve Yerkel’in atanmasının iptal edileceğini umuyoruz. Tüm katılımcılara, Milletvekilleri ve Il ve yabancilar meclis üyesi arkadaşlarıma ve sendikaların, derneklerin ve demokratik örgütlerin temsilcisine çok teşekkür ederim.
Soma’da maden emekçisini tekmeleyen Yusuf Yerkel’in Frankfurt’a Ticaret Ataşesi olamasina tepki
Soma katliamının sonrasında bir madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel’in Frankfurtta bulunan Hessen Başkonsolosluğuna Ticari Ataşesi olarak atanması, buradaki Türkiye kökenli insanları haklı olarak şaşkınlık ve öfke içinde bıraktı. Türkiye’de barışçıl bir şekilde protesto eden insanların üstüne saldıran ve birini tekmeleyen hiç kimse Hessen’de Türk halkını temsil etmemeli. Yerkel’in atanması sebebi ile Türk konsolosluğu ile yerel halk, dernekler, kulüpler, sendikalar, kuruluşlar ve şirketler arasındaki diyalog ve işbirliği olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle, mevcut olan büyük eleştirilerin bu kararın yeniden düşünülmesine neden olacağını ve Yerkel’in atanmasının iptal edileceğini umuyoruz.
Hessen ve Ben. Bu uyuyor – Hessen eyaletinin 5.vatandaşlığa kabul töreni
Hessen Hükümetinin vatandaşlığa hoş geldiniz töreninde, yine Hessen deki toplumun çeşitliliği ve farklılığı görünüyordu. Ne güzel! Vatandaşlığa ve bununla beraber bilhassa ulaştığıniz haklara hoş geldiniz diyip, hepinize tebrik ediyorum. Yine çok keyfili bir tören yaşadık.
İş Güçü Anlaşması’nin 60.yıl Dönümü
Bügün Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 60’ıncı yıldönümü. Biz Türkiye kökenli Frankfurtlu Yeşiller bu vesileyle birkaç cümle çeşitli dillerde kaydettik. Nasıl olmuş? Beğendiz mi? Iyi seyirler!
İzmir Büyüksehir Belediye Başkanı TUNÇ SOYER İle
Sayın İzmir Büyüksehir Belediye Başkanı TUNÇ SOYER İle. Güzel, kozmopolit, liberal ve Avrupa ya yakın olan İzmir şehirimizin sempatik Belediye başkanını bugün tanışma fırsatım oldu. Resim çekilirken „bana omuzunu daya, sonuçta beraber omuz omuza demokrasi, basın ve fikir özgürlüğü için mücadele ediyoruz“ dedi. Yolumuz açık olsun, haklarımız için mücadeleye devam. Bu güzel buluşmayı ve yemeği organize eden Arif Arslaner beye teşekkürlerimi sunarım.
Komite üyesi olarak, 14 Eylül 2021 Salı günü (15:00-17:00 arası) Hessen Dilekçe Komitesinin danışma saatinde dilekçe komitesile ilgili tüm sorularınız için hazır olacam, misal bir dilekçenin imkanları yada başarı şansı nedir?
Hessen Eyaletin tüm resmi makamlarla ilgili tüm talep ve şikayetlerinizi konuşabiliriz.
Bu sefer telefon danışmanlığına ek olarak görüntülü danışma imkanı olacak.
Lütfen 13 Eylül 2021’e ön kayıt gerektiğini unutmayın.
Görüşme saati ve kayıt hakkında daha fazla bilgi için Eyalet Meclisin ana sayfasında bulunabilirsiniz: https://hessischer-landtag.de/termine/telefon-video%C2%ADsprechstunde-petitionsausschuss-am-14-september?fbclid=IwAR0vLb9q79LRTGkKQ_5jrH9FBIEd1-p9kNvg5TlhwGcmdJXnS328zB3nJng
„Kültürlerarası Hafta 2021“ kapsamında, Rodgau Yabancılar Konseyi uluslararası bir şiir ve okuma gecesi düzenledi.
Slogan şuydu: „Şiir birleştirir – şiir ve müzikle ruh ve kalp bir araya gelir“.
Burada akşam etkinliğinden paylaşmak istediğim bazı güzel izlenimler ve kareler bulabilirsiniz.
Rodgau Yabancılar Danışma Kurulu’na ülkemizdeki #çeşitliliğin gerçek bir zenginlik olduğunu bir kez daha gösterdikleri ve böyle bir başarılı etkinlik için teşekkür ederim.
Gönülle çalışan Entegrasyon rehberleri için Wiesbaden-Biebrich sarayında güzel bir tören: Entegrasyon rehberileri buraya yeni gelen göçmenler ve mülteciler için çeşitli alanlarda arabuluculuk yapıyorlar ve böylece o insanla büyük bir şekilde yardımcı oluyorlar. Eyaletimizin sosyal, sağlık ve entegrasyon Bakanı Klose dün onlari güzel bir törenle onurlandırdı. Bu fırsatta bende onlara bu önemli gönüllü hizmetleri için teşekkür ettim
Konu haftası ırkçılık: Movement for Justice derneğine ciddi bir konu hakkinda benimle canlı röportaj düzenledi. Güzel bir sohbet için teşekkür ederim. Ve tabii ki sizlerin Insan hakklari icin bu mücadeliniz icin de ayrica büyük teseklürler!
Nevruzunuz Kutlu Olsun
Nevruz barış, özgürlük ve yeni bir çağın başlangıcı ve aynı zamanda dayanışma, birlik ve umut anlamına gelir.Karşılıklı yardım, anlayış, saygı ve dayanışma bu günlerde hayat kurtarabilir – bunu unutmayalım! Ayrıca Nevruz için etkinlikler yapılamadığından, Nevruz Festivali (Bahar Şenliği) yine bu yıl halkın kalbinde daha fazla yer alıyor. Bu ruhla ve bu krizi birlikte ele alma ve ondan daha güçlü çıkma umuduyla, herkese mutlu ve sağlıklı bir Nevruz bayramı diliyorum!
Hanau – bir yıl sonrası
Yarın Hanau’daki ırkçı saldırının ilk yıl dönümü olacak. Acı, öfke ve üzüntü hala ruhumuzun derinlerindedir – sırf akrabalarda değil arkadaşlara, tanıdıklarda, hayatta kalanlarda, Hanaulularda, cumhuriyetin her yerindeki çok sayıda insanda. Ama özellikle göçmen ve yabanci kökenlilerde.
Hanau, Almanya’daki ilk ırkçı saldırı olmasa da, benide kişisel olarak sarstı: bir ırkçı İki nargile barına gelen ziyaretçilerin çoğu, göçmen ve „yabancı“ olarak gördüğü için öldürüldü. Özellikle nargile barları, pek çok genç göçmen için bir tür „sığınaktır“; kendilerini rahatsız hissetmedikleri için veya örneğin „görünüşlerinden“ dolayı içeri girip girmeyecekleri konusunda endişelenmedikleri için veya kimse orda onlara küçümseyerek bakmadığı için, bu barlar diğer bazı başka mekanlara benzemiyordu. Hanau şehrinde böylesine korkunç bir olayın olabileceği şimdiye kadar hayal bile edilemezdi. Özellikle Hanau’da: Çok çeşitli nüfusa sahip bir şehir. Göç geçmişi olan cok insanlarin barış ve saygılı içinde bir arada yaşayan bir şehir.
„Hepimizin başına gelebilirdi“. Geçtiğimiz yıl bu cümleyi hem Hanau’da hem de dışında hem göçmenlerden hemde BPoC’lerden yüzlerce kez duydum. Ve evet, ben de aynı şekilde hissettim – doğrudan etkilenmemiş olsam da. Fakat Hanau’daki korkunç saldırının epeyce insanı tetiklemesi tam da bu dehşet duygusuydu!
Frankfurter Rundschau gazetesin ile yaptığım bir röportajda bir keresinde “ bir demokrasi için azınlıkların korku içinde yaşaması (zorunda) son derece güç bir durum” demiştim. Bu durum bizim için hala kabul edilebilir değil! Güvenlik yetkililerinden ve kurumlarından en küçük kulüplere ve müdavim masalarına kadar hem siyaset hem de toplum bir bütün olarak katkıda bulunmalıdır. Aşırı sağcı ve ırkçı saldırıları ve cinayetleri önlemenin başka yolu yok. Hanau artik bir dönüm noktası olmalıdır.
Akrabalardan ve hayatta kalanlardan gelen açık ve haklı sorular elbette açıklığa kavuşturulmalıdır. Hâlâ soruşturma yürüten başsavcının yakınlarından gelen mevcut sorulara cevap vereceğini umuyoruz. Ve soruşturmanın sonuçlarından sonra sorular cevapsız kalırsa, eyalet hükümeti mağdurların sorularını yanıtlamalıdır ve yanıtlayacaktır. Ayrıca ırkçı fikirleri ve kışkırtmaları ile bir anma töreni sırasında mağdurların yakınlarını ve saldırıdan kurtulanları rahat bırakmayan katilin babası ile ilgili olarak, mümkün olan tüm hukuki yollarla yargılanmasını umuyorum.
Yarın Hanau kurbanlarını anacağız ve ırkçılığın, anti-Semitizmin, İslamofobinin, antigipsiizmin ve gruba özgü diğer insan düşmanlığı etkilenen insanlara ve toplumumuza verebileceği zararı da göz önünde bulundurmamız lazim
Şahsen, korkunç cinayetlerden birkaç saat sonra Hanau’daki deneyimlerimi asla unutmayacağım. Halkın çektiği acılar, cevapsız sorular ve korku – aynı zamanda büyük çoğunluğunun büyük empatisi, birlik ve dayanışması – derin bir etki yarattı. Öldürülen bir kişinin annesinin bir cümlesi özellikle akılda kalıcı: „Oğluma olanların artık diğer gençlerin başına gelmemesi ve artık bir annenin bu acıya katlanmaması için her şeyi yapın!“ Bu görev hepimize yöneliyordu, özellikle politikacılar için – ve bu daimi bir emirdir! Bu nedenle, Hanau’dan sonra eyalet düzeyinde (kapsamlı) önlemler üzerinde çalışmaya devam etmemiz ve umarım bazılarını – mümkünse fraksiyonlar arasında – yakında sunabilmemiz önemli ve doğru. Ancak Hanau’daki saldırıdan sonra, Hessen eyaleti hükümeti, web sitemde listelediğim kurbanların ve hayatta kalanların yakınlarını desteklemek için önlemler aldı.
Ferhat Unvar ölmeden önce bir şiirinde “Sadece unutulduğumuzda ölürüz” diye yazmıştı.
Biz onlari asla unutmayacağız: Mercedes Kierpacz, Gökhan Gültekin, Ferhat Unvar, Fatih Saraçoğlu, Sedat Gürbüz, Vili Viorel Păun, Kaloyan Velkov, Hamza Kurtović ve Said Nesar Hashemi anısına.
Yeni yılınız kutlu olsun!
Hepinize sağlıklı, mutlu, başarılı ve barış dolu 2021 yili dilerim. İnşallah kısa zaman içinde yine hepimizin özlediği normal bir hayata geri dönmek mümkün olur.
Farklı Dillerde COVID-19 Bilgileri
https://www.integrationsbeauftragte.de/ib-de/amt-und-person/informationen-zum-coronavirus
adresinde Almanya’da COVID-19’a İlişkin bilgilere ulaşabilirsiniz . Güncel haberler ve yeni gelişmeler türkçe dilinde mevcuttur.
O zaman git geri dön – Parlamento’ya mı?
„‚O zaman git geri dön – Parlamento’ya mı?… Siyah ve yabancı kökenli insanlar siyasette“ Bu slogan altında Yeşiller, bu hafta Werra-Meißner bölgesinde çok ilginç bir panel düzenledi. Kassel şehrin belediye meclisi üyesi Awet Tesfaiesus ile birlikte göçmenlerin ve yabancı kökenli insanların siyasi temsili konu hakkında bir oturuma katıldım.
Göçmenler ve beyaz olmayan insanlar icin bu alanda nasıl iyileştirmeler elde edilebileceğimize ve ayrıca kendi (siyasi) yaşam deneyimlerimizden örneklerle sunarak gerçekten Eschwege’de oldukça olumlu ve heyecan verici bir tartışma oldu. Ve bu da uzun bir süre sonra yine analog gerçekleştirildiği için, Harika organizasyon ve sıcak karşılama için cok teşekkür ederim, sevgili Eschwege deki arkadaşlar.
Ramazan ayi basliyor
Yarin Müslüman alemi için büyük bir öneme sahip olan Ramazan ayı, tüm dinlere ve inançlı insanlara için kolay olmayan bir zamanda, başlıyor.
Bu günler oruç tutmadanda mahrumiyet yasadımız günler geçiriyoruz. Bir çok sınırlamaya rağmen biraz daha bilinçli olarak yaşayabileceğimizi ve hala mutlu olabileceğimizi hatırladımız bir zamandayız.
Oruç tutmak, muhtaç ve açlık hakkında düşünmemizi ve çoğumuzun ne kadar iyi şartlar altında yaşadığımızı farkında olmamıza neden olabilir. Aynı zamanda bu topluluk hissini güçlendirir ve toplumumuzdaki en zayıflarla daha fazla dayanışma sağlar. Ve bundan ötesi başka inança sahip olan vatandaşlarımıza, azınlıklara ve toplumdaki çeşitliliği saygı ve sevginin şart olduğunu sağlıya bilir – en azından benim ümidimdir.
Özellikle Ramazan’a ait olan dini cemaatlere duyulan ihtiyaç bu yıl tam olarak karşılanamıyor.
Ama Dijitalleşme sayesinde, sevdiklerimize daha yakın olabiliriz. Daha bi kaç yıl önce bu şekilde görüşmeler imkansızdı. İnsanların bu zamanlarda önemli temel hakların en azından dijital olarak yaşanmasını mümkün kıldığı yaratıcılık ve karşılıklı destek, bize rahatlık veriyor ve aynı zamanda bana huzur veriyor.
Dindar Müslüman vatandaşlarımızın oruçları kabul ve Ramazan ayı mübarek olsun. Ramazan ayı Hepimize güzellikler, mutluluk, bolca sevgi ve karşılıklı ve çeşitliliğiyle saygı – ve bu dönemde herseyden önce sağlık getirsin!
İşgücü Alımı Anlaşmasının 60. Yildönümü: Yola çıkmaktan 60 yıl sonra: Sizden Bize?
Bugün Savaş sonrası federal devletin dokuz tanesinden ikisi İşgücü Alımı Anlaşması İşçilerin göçü için 60. Yıldönümünü kutluyor. 29 ve 30 Mart 1960’da bu tür sözleşmeler İspanya ve Yunanistan ile yapılmıştı. Beş yıl italyan hükümetinle müzakerelerin sonuçlanması sonra bir takim başka ülkeler İşgücü Alımı Anlaşması için yol açıldı Türkiye, Fas, Güney Kore, Portekiz ve Tunus. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen insanları için bir başlangıçtı, ama aynı zamanda bir Risk ve ne yazık ki, her zaman mutlu ve başarılı sonuçlanmadı. Insanlarimiz çoğu gibi ailem de bu göç hareketinin bir parçasıydı ve tüm bunları bizzat tecrübe etti. Tüm bu mahrumiyete karşı bu nesil cesaret ve güvenle karşılaştı. Toplum için kültürel zenginleştirme, ekonomik yükselme ve her gelen işçi bunun için önemli bi katkida oldu. Almanya’da onlarca yıldır kültürel çeşitlilik var. Ve toplumsal hayatimiz tüm göçlerde etkileniyor. Hedefimiz bu gerçeği kabullenmek ve entegrasyon siyasenin sayesinde “Siz”den “Biz”e giden yolumuza devam etmeliyiz. Çünkü yalnız bu şekilde beraberce gelişebiliriz ve birliğimiz olur veya sürer. Covid-19’un ortaya koyduğu zorluklarlar olduğu zamanlarda, sınırlar kaptıldı ve bundan dolayı Avrupa dayanışması baskı altında. Aslında tamda bu zaman birleşmenin ve karşılıklı yardımın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz hem toplumlar arası hem sinir ötesi. Hessen eyaleti Yeşilleri olarak son zamanlarda, örneğin İtalya ve Fransa’daki kardes bölgelerimizden hastaları getirip ve dedavi ederek dayanışma gösterdik.Virüs milliyet, köken veya din tanımıyor. Birlikte pandemi sonuçlarınla savaşmak için iyi çalışmalarımıza devam etmesini umuyorum ve emin şekilde geliceği bakıyorum.
Irkçılığa Karşı Mücadele Günü
Irksal profil oluşturma, iş görüşmeleri ve ev aramada sırasında önyargı, üstelik sokakta hakaret. Strüktürel ırkçılık, günlük ırkçılık veya açık yabancı düşmanlığı. Irkçılığın hangi türü olduğu fark etmiyor, sadece bir şey gerçekten
önemlidir: Bu tarz olayları net şekilde adlandırmak ve kararlılıkla engellemek.
Uluslararası Irkçılığa karşi mücadele Gününde bunu hatırlatmak isterim. Çünkü ırkçı motiflere işlenen suçlar sadece Almanya’da yükselişde değil, artık tüm dünya için de tehdit edici bir zemin oluşturuyorlar. Irkçılık her gün insanların ötekileştirilmesini, dezavantajlı ve suç mağduru olmasını sağlıyor. Irkçılığa karşı hep beraber elimizden geleni yapmalıyız ve mağdur olanherkese yardim etmeliyiz.
Hatta biz Hessen eyaleti Yeşilleri olarak kendimiz başlattığımız danışmanlık hizmetleri ile, eğitim çalışmaları ve şikayet ofisleri ile bu mücadelede katkıda bulunuyoruz.
Nevruz bayramınız kutlu olsun
Nevruz barış, özgürlük ve yeni bir çağın başlangıcı ve aynı zamanda dayanışma, birlik ve umut anlamına gelir.
Karşılıklı yardım, anlayış, saygı ve dayanışma bu (Corona) günlerde hayat kurtarabilir – bunu unutmayalım! Ayrıca Nevruz için planlanan etkinlikler yapılamadığından, Nevruz Festivali (Bahar Şenliği) bu yıl halkın kalbinde daha fazla yer alıyor. Bu ruhla ve bu krizi birlikte ele alma ve ondan daha güçlü çıkma umuduyla, herkese mutlu ve sağlıklı bir Newroz bayramı diliyorum!
Korona bilgisi
Tanıtabilir miyim: yeni stajyerim Christina:
Frankfurt’taki berami derneğin projesinde genc yabancı kökenli insanlara ve göçmenlere Almanya’daki siyaseti, bilhassa yerel siyaset, tanıtmak ve onları siyasete yaklaştırmak istiyoruz. Bu çerçevenin içinde ben Moldovya dan gelen genç bayanın önümüzdeki aylar mentorluğunu yapacağım. İlgisi gerçekten çok büyük ve şimdiden çok anlaşıyoruz
19 Şubat 2020’de fanatik Tobias R. Almanya’nın Hanau kentinde iki nargile barında bir ırkçı terör saldırısında dokuz kişiyi katetti, sonra annesini ve kendisini öldürdü. Hanau’daki saldırısında bir gün sonra Hessen eyalet parlamentosu tarihinde ilk kez, genel eyalet toplantısı iptal edildi. Ve bu Çarşamba günü yaşanan olaylara ayrı bi önem kati ve bu önem tüm gün boyu hissedildi. Dürüst olmak gerekirse, yaşanan bu hain saldırıyla ilgi ilk mesajı aldıktan hemen sonra izin verebileceğim tek duygu derin kederdi. Hanau’dan daha fazla bilgi aldıktan sonra, orada olmak ve yardım etmek ve elimden geldiği kadar etkilenenleri desteklemek istedim. Hayatini kayıp edenlerin ailelerini, hastanedeki yaralıları,suça tanıkları ve bölgedeki en çeşitli dernekleri ve kültür merkezlerini ziyaret ettiğim ve daha sonra Hanau’daki pazar meydanındaki büyük nöbete katıldığım uzun bir gündü geçirdim. Akşam üstü olanları kaldırabilmek adına şok edici ve üzücü izlemlerimi ve yaşadıklarımı kağıda dökmeye denedim ve sizlerle social media aracılıyla aşağıdaki sözlerle paylaşdım: Bugün Hanau’daki günümü nasıl kelimelere dökebilirim? Bir kaç saat önce 37 yaşındaki oğlunu hain bir saldırıda kayıp eden bir babanın gözyaşlarını ve acılarını nasıl tarif edebilirim? Son zamanlarda meslek eğitimini tamamlayan 23 yaşındaki oğlunla ne kadar gurur duyduğunu anlatırken, bir evlat kaybeden babanın titreyen sesini nasıl tarif edebilirim? Bir kurşun tarafından yaralan, kanlar içinde ölü dostunun yanında yatan gençin bize hikayesini anlatırken oluşan sessizliği nasıl kelimelerle tarif edebilirim? Hayatta kalmak için kendini ölmüş gibi gösteren gençin gözlerini size nasıl anlatabilirim? Vefat edenlerin yakınları ağlayarak ve çığlıklar içinde geçerken polis memurlarının merhamet dolu yüzlerini nasıl tarif edebilirim? Hanau’da toplanan ve birlikte güçlü bir sinyal veren bir kaç bin kişinin dayanışmasını ve birliğini nasıl kelimelere dökebilirim? Bazı grupların ve insanların araçsallaştırılma çabalarına tepki veren akrabaların öfkesini sizlere nasıl tarif edebilirim? TARIF EDEMEM DOSTLAR! Sözün bittiği yerdeyiz!! Hanau’da bu günü asla unutmayacağım! Bugün hepimiz yas tuttuk, bugün dayanışma nasıl olduğunu gösterdik ve bugün demokrasimizin ve çeşitli ve açık toplumun düşmanlarına bölünmememiz gerektiğini GÖSTERDİK! Irkçılığa kurban giden insanlara Allah’tan rahmet ve ailelerine başsağlığı dilerim. Hanau’da geçirdiğim günden sonra kendimi oldukça çaresiz ve bitkin hissettim.Şimdi öfke ve üzüntüye rağmen gurur duyuyorum. Halkımızın çoğununun Dayanışma ve Birliği etkiliyecidi. Ve bu davranış kurbanların yakınlarınada gecti ve onlara bir nebze teselli edici olduğu hissedildi. Özellikle herkesin içtenlikli empatisi, sadece Facebookta değil, aynı zamanda Hanau, Frankfurt ve diğer birçok şehirde de saldırıdan bir gün sonrası ve ertesi hafta sonu nöbetlerde üstelik Cem ve Martinala katıldığım çelenk bırakma töreninde hissedildi ve beni derinden etkiledi. Hanau’yu asla unutmayacağım – ve bütün bir toplum olarak unutmamalıyız. Sevgi daima nefretten güçlüdür. Ve bu Hanauda yaşananların en mühim mesajlardan bir tanesi. Ayrıca Serpil Ünvarin (ölen Ferhat Ünvarin annesi)şu sözlerini hiç bir zaman unutmayacağım. Ferhatimin başına gelenler birdaha başka gençlerimizin başına gelmesin, bir daha başka bir anne bu acıyı çekmesin“ Elinizden geleni ardına koymayın. Bu sesleniş siyasetçilere yönelik bir çağrıdı ve Hessen elimizden gelen her şeyi yapacağız, böylece toplumdaki azınlıklar korku içinde yaşamak zorunda kalamayacaklar ve özellikle göçmenler kendilerini yalnız hissetmeyecekler. Aklım ve kalbim hala vefat edenler ve yakınlarında. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Hatun Sürücü’nün Namus Cinayetinin 15. yil dönünümü
Aile şerefini temizlemek: 15 yıl önce Berlin’i ve tüm Almanya’yı sarsan Hatun Sürücü cinayetinin akil almaz nedeni buydu.
İşlenen bu Suç sonra maalesef hala güncel olan önemli bir sosyal tartışmayı tetikledi.
Diğer kadınların yada eşcinsel erkekler gibi diğer insan gruplarının aynı kaderi paylaşmasını önlemek için, onur kavramı etrafındaki söylemleri ortaya çıkarmak ve ortaya çıkan nefretle mücadele etmek yine ortak görevimizdir.
Bu Sebebten dolayı Heroes Offenbach bu görevi üstlendi. “Heroes” topluluğumuzun ataerkil yapıları gözden geçirmeyi ve katı düşünceleri değiştirmeyi hedefliyor.
Bu dernek Okullarda çocuklarla ve gençlerle konuşmak için proje çalışmaları sunuyor.
Diğer şeylerin yanı sıra Hatun Sürücü’deki gibi cinayetlerin altında yatan sebeblerde tartışılıyor.
Amaç, bunları yansıtmak ve insanların bu düşünce kalıplarından kurtulmaları için tetiklemek.
Ne yazık ki, özellikle kadınların seref kavramı temelinde tehdit edildiği ve şiddet gördüğü yakın aile çevrelerinde gerçekleştiği için farkında olamadığımız birçok durumlar var.
Bu nedenle Biz Yeşiller Hessen Eyalet Hükümetin bir parçası olarak onur ve namus adına şiddete karşı çaba gösteren HeRoes gibi projeleri desteklemeye devam edeceğiz! Sosyal bakanlığımızdan bu projeyi benzeyen 17 diğer projeler devam desteklenecek. Ve bunun sayesinde bu konuda etkilenen veya kurban olan şahıslar da projelerden devam destek alabilirler. Sosyal bakanlık üzerine 17 tane diğer o konuyla ile ilgilenen projeler de destek alıyor.
#WeRemember
Bugün, Birleşmiş Milletler Holokost Kurbanlarını Anma Günü vesilesiyle, bu insanlık trajedisi sırasında hayatlarını kaybeden 6 milyon Yahudi ve diğer azınlıkların anısını saygıyla yâd ediyoruz. Aynı zamanda en büyük Nazi ölüm kampı olan Auschwitz-Birkenau’nun kurtuluşunun 75. yıl dönümü olan bugün, insanlık tarihindeki bu benzersiz olayı hatırlamak ve Holokost konusunda yeni nesillerin bilinçlendirilmesi çalışmalarını güçlendirmek için bir fırsat oluşturmaktadır. Bu Anma Günü ayrıca, karşılıklı anlayış, hoşgörü ve birarada yaşama kültürünü içerecek bir geleceğe doğru bize rehberlik etmekte, bu doğrultuda ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve anti-Semitizmle mücadele konusunda doğru dersler çıkarmanın önemini hatırlatmaktadır.
Dünya Dini inanç Günü
Bugünki Dünya Dini inanç Gününde, farklı dini inançlara sahip insanların sırf barış içinde bir arada yaşayabildiklerini değil, aynı zamanda birbirlerini anlamaya ve eşit olarak kabul etmenin mümkün olduğunu, belirtmeliyiz.
Tabii ki bu farklılıkların kabul etme ve aynı zamanda birbirleri ile açık bir diyalog içinde kalmanın meselesi.
Farklı dini görüşlerine rağmen böyle yapıcı bir iletişim saglamak Hessen İslam diyalog forumun hedefi.
YEŞİL Sosyal İşler ve Entegrasyon Bakanlığı (yani bizler) neredeyse bir yıldır diyaloğun bu formatını oluşturdu.
Bakan Kai Klose orada İslami derneklerin ve camilerin temsilcileriyle konuşuyor ve en önemlisi: bu aktörleri birbirleriyle konuşmasını sağlıyor.
Görüşmelerin ilk turu, bazı tartışma olmasına rağmen, diyaloğun bu tartışmaları etkisiz hale getirdiğini ve köprüler inşa etmeye yardımcı olduğunu gösterdi.
Bu heterojen hesyali temsilcilerinden İslam’ın farklı yönlerinden oluşan grubu bir araya getirme ve diyalog içinde tutma yaklaşımı tam olarak doğru olanıdır ve her durumda devam edilmelidir.
Bugünkü özel güne isabet Frankfurt Alevi Kültür Merkezi 30cu doğum günü kutluyor. Bu yoldan da doğum gününüz kutlu olsun ve nice mutlu yıllara diyelim
Insan Haklari Günu
Bugün Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin kabulünün 71. yıldönümünü kutluyoruz. Tüm insanlar için insan hakları eşittir – ten rengi, irki, kökeni, cinsiyeti, cinsel yönelimi, sosyal statüsü, siyasi veya dini inançi ne olursa olsun!
Dünya çapında uygulaması ve korunması gerektiğini hatırlatmak son derece önemli. İnsan hakları doğuştan gelir ve kimseden mahrum edilemez!
Bu özel günde uluslararası af örgütü mektupmaraton kampanyası ile meclis toplantımızı misafir ettiler. Bu kampanyada dikkati dünyada haksız yere hapisde yatan insanlara, işkence gören, devlet tarafından tehdit edilen, insanlık dışı şartlar altında mahkum edilenlere çekmek ve onlara yardım etmek istiyorlar. Önemli göreviniz için teşekkür ederiz!
Köleliğin kaldırılması gününde köleliğin sırf geçmişte kalan ve sadece tarih kitaplarından yazılan bir konu olmadigini ve ne yazık ki kölelikten köleliğin modern şekillerine geçildiğini, belirtmek istiyoruz.
Eğitim projesi için el ele
Almanya’nın dört bir yanından gelen yaklaşık iki bin kişinin önünde Pülümür e.V. derneğin burs ve eğitim lehine organize edilen yardim etkinliğinde açılış konuşmasını yapmak, benim için büyük bir onurdu. Bu derneğin üyeleri ve gönüllü çalışanları yıllardır zor şartlar altında yaşayanlara eğitime erişim sağlamak için mücadele veriyor. Gurbetçi işçi çocuğu olarak eğitimin ve fırsat eşitliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Özellikle Dersim-Pülümür gibi insanların siyasi ve ekonomik dezavantajlarla savaşan yörelerde iyi eğitim, daha iyi bir yaşam için çok önemli. Herseyden önce Pülümür e.V gibi özel kuruluşlar çocukların – ve özellikle kızların ve kadınların – eğitime erişimini sağlıyorlar.
Dersimli gençlerin bölgedeki kötü koşullara rağmen, Türkiye genelindeki eğitim sıralamasında üst sıralarda olması, gençlerimizin özgürleşme süreçine inandıklarını kanıtlıyor. Devlet sübvansiyonları sınırlı olduğundan ve ne yazık ki eğitim fonlarının tahsisi her zaman adil bir şekilde gerçekleşmediğinden dolayı, bu tür bir yardım kurulları çok önemlidir. Pülümür e.V derneğine imza attıkları tüm başarlıları için tebrik etmek istiyorum ve emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum.
Mültecilerin ve ilticaların hessende ki ilk bakım ve dağıtım merkezini ziyaret ettik – çok ilginçti
Hessen Eyalet Parlamentosu Dilekçeler Komitesi yerel toplantısının sirasinda Hessen’deki mültecilerin ve ilticalarin ilk bakımı ve dağıtımının Gießen’de nasıl çalıştığı hakkında fikir edinebildim. Misafir olarak, mültecilerin ve ilticalarin Hessen’e varışlarından sonra Gießen’deki ilk kabul merkezinde kurallara uygun resmî kayit ve dağıtım için ve danışma ve bakim imkani için, tabi tutulduğu tüm yoldan geçtik. İlk olarak kayda değer olan almanyada, kayıt koordinasyonunun, iltica başvurusunun, İstihdam Ajansı ve gençlik dairesi ile ilk temasın, yada yabancılar dairesinle iletişim kurmanın, tüm katılımcı kurumların bir çatı altında olduğu ve iyi çalıştığıydı. Bu nedenden dolayı ve yani sıra gönüllü işcilerin ve belediyelerin devasa angajmanın sayesinde yıllar önce kriz olarak tanımlanan durumun üstünden Hessende böylelikle gelindi. Mülteciler ve ilticalarin, varış sürecinin çeşitli aşamalarından geçerken, sadece birkaç gün burada kalıyorlar. Daha sonra, mülteciler doğrudan belediyelere dağıtılıyor – alternatif olarak ilk kabul merkezleri arasında bir dağıtım gerçekleşiyor. Onlara sürekli olarak iyi eğitimli tercümanlar ve istek üzerine çeşitli danışmanlar (veya istek üzeri dostlar) eşlik ediyor. Kimlik veya köken ile sorunlar olması durumunda, Gießen’deki BAMF, mültecilerin nereden gelebileceğini belirlemek için mültecilerin mobil verilerini şifreleyerek inçeleniyor. Tüm katı kurallara uygun olarak gerçekleşiyor. Özellikle ABD’ye yakın zamanda tamamlanmış oldugum seyahati gözümün önünde bulundurarak, Almanya sınırlarında benzer sahneler yaşanmadığı için, insanlıga ve mültecilerin/ ilticalar haklarına saygı gösterilmemesi ve insanların kalış perspektifinden bağımsız ne açlık ne soğukluk çektiği için, çok memnunum. Ayrıca son yıllarda, basit fakat sık sık çatışmalara neden olan sorunlar Gießen’de hızlıca çözüldü. Bu nedenle, ziyaretimiz sırasında, turumuzda bir süredir bekleme odalarına yerleştirilen prizler (akıllı telefonları şarj etmek için) yapılan en önemli değişikliklerden biri olarak tanıtılması bizi bi hayli eğlendirdi. Ama onlar mültecilerin uzun süreden sana sonra ilk kez akrabaları veya arkadaşlarıyla iletişim kurmalarını kolaylaştırıyor, bu nedenle özellikle mültecilerin duygusal durumu açısından çok önemliler. İlk kabul merkezi gelenlerin rakamlarına dayanarak biraz fazla büyük gözüksede, çok sayıda mülteci almaya, prosedürde ve tıbbi bakımda çok fazla strese maruz kalmadan ve varışlarını yapılandırmış şekilde tamamlanması için, hazır olmamız iyi bir durum. Kendi ülkelerinde yaşadıkları deneyimlere nazaran onları destekleyen ve haklarını kullanabilmelerine izin veren (ama tabii ki de vazifelerini yerine getirmek gerektirdigi) bir „dost devlet“ ile karşı karşıya olduklarını fark etmeleri gerekiyor. Çünkü iltica hakları bir ilkedir ve Yeşiller için önem taşıdığını açıkça itiraf ediyorum. Daire şubesine ve organizasyona katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Ayriyeten bu organizasyonda günden güne iyi iş çıkaran herkese ve özellikle mültecilerin saglik durumunu ve hakları korumaya çaba gösterdiklerı için teşekkür ederim
ABD gezisi: son rapor
Former Members of Congressin daveti üzeri gerçekleşen son derece aydınlatıcı ve etkileyici ABD seyahatim geçen hafta sona erdi. 10 gün içinde, hemen hemen 50 ayri termin çerçevesinde, Almanya çapından seçilen diyer dört (genç) milletvekili ile birlikte fikir alışverişi yapabildik. Özelikle 21. yüzyılin ABD’nin en büyük siyasi zorluklarından bazılarına tanık olduk. Bu seyahatin hedefi klişelerin ötesinde İki ülkenin „modern yönlerini“ göstermekti ve her iki tarifin progresif siyasi aktörlerlerinle artan çeşitliliği hakkında konuşmak ve siyasi bakış ve fikir alışverişi yapmaktı. Ayrıca Programda eğitimcilerle, sendikacılarla, kültür ve ticari aktörlerle ve basın mensuplarınla görüşmeler vardı. Diğer özel deneyimlerim arasında çaresiz göçmenlere yardim eden dernekler ve El Paso, Teksas Meksika-ABD sınırı ziyaretidi. El Paso benim icin insancıl göç politikası yerine yanlış haciz politikasının sembolü. Biz Yeşiller gibi (bazen) devletin eylemlerine eleştirel bir bakışla yaklaşanlar, hele insan ve vatandaşlık hakları söz konusu olunca devlet iktidarının sorunlu kullanımını ve ön yargılı sinir kontrollünü, tek kafa sallayarak tepki karşılarlar. Bence 21. Yüzyılında görünüme veya kökene göre yapılan farklı yaklaşım geçmişte kalmalı. El Paso ve dünyanın en tehlikeli şehirlerinden biri olan Juarez arasında ki sinirda dikkate değer sinir ötesi göç yöntemlere tanık olduk. Her gün Meksika’dan gelen pek çok öğrencinin ABD’ye giriş yapmak ve El Pasoda Texas Üniversitesi’nde okumak ve eğitimini tamamlamak için saatlerce beklemeyişleri beni etkiledi. Yolculuğumuzda Nevada, Michigan ve Las Vegas’ta Hessen’in bakış açısıyla bilinmeyen siyasi problemler ortaya çıktı.Misal Flint’te su krizi, Detroit’te ki ekonomik düşüş yada „Sin City“’te çaresiz terkedilmiş evsizlerin sorunları. ABD’de Iş kaybından kaynaklanan toplumsal karışıklıklar, su kirliliğinden her etnik grupuna farklı ciddi sonuçlar, şehirdeki düşük kiralara rağmen insalara ekonomik olmayan konutlar, almanyaya nazaran daha ağır. Bu tür konulara siyasi yaklaşımlar bizler icin sık sık yenidi, zaman zaman ilginçti hatta bazen sıra dışı veya saçma ama yinede ayni zamanda değerli bir fikir uyarısıdı. Burada kesin olan bişey varsa oda sosyal sorunlara çözüm arayışında devletin özel kuruluşlara Almanya’dan daha fazla ve daha açık bir yaklaşımıdır. Başka bir fark ABD’nin pazar odaklı şehir ve bölge planlaması veya sanayi politikası ve üstelik silah bulundurma lehine anlamsız temel tuttum. Saymış olduğum tüm izlenimler değerliydi. Ve sadece muhaliflerle dialog kurarak yada farklı politik bağlamlar ve değişik problem çözme stratejilerle, politik çalışmalarımızı ilerletebiliriz. Bu geziyi bizim için mümkün kılan Former members of Congress Üyelerine ve yanı sıra tüm konuşmacılara ve seyahatime eşlik eden meslektaşlarıma teşekkür ederim!
Almanya çapından „Former Members of Congress“ tarafından seçilen bes milletvekili den biri olarak ABD’ye davet edildim.
Bu seyahatin hedefi klişelerin ötesinde İki ülkenin „modern yönlerini“ göstermek ve her iki tarifin progresif siyasi aktörlerlerinle artan çeşitliliği hakkında konuşmak ve siyasi bakış ve fikir alışverişi. Bugün yolculuğum başlıyor.
Proğramımda üç çok farklı şehir/bölge var. Detroit/ Michigan, Las Vegas/ Nevada ve El Paso/ Teksas. Orada amerika-Meksika sinirin durumu hakkında izlenim kazanacağız. Özellikle göç ve entegrasyon politikası alanındaki deneyimleri tanımayı ve ayni zamanda gazetecilerle, belediye başkanları ve diğer siyasetçilerle, sivil toplum aktörlerle ve girişimcilerle tanışmayı ve derin sohbet etmeye dört gözle bekliyorum. Ayrıça Rashida Tlaibin çalışmalarına dair bir izlenim edineceğiz. Tlaib üç başka women of color ile beraber progresif bir gruba ait. Bu grup ABD cumhurbaşkanı’in ırkçı saldırılarına karşı hep net bir pozisyon alıyor.
Önümüzdeki günlerde sizi hikaye fonksiyonu üzeri ilginç ve heyecan verici deneyimlerim ve bulgularim hakkında bilgilendireceğim. Yani oradan takip edebilirsiniz
Mor Salkım – Kadın dayanışma derneği
Bursa Delegasyon gezimiz sırasında Darmstadt Encümeni ve parti arkadaşım ile birlikte “Mor Salkım- Kadın dayanışma derneği“ güçlü kadın üyelerinle bir araya geldik.
Sadece iktidar partisinin resmi liderleriyle görüşmek değil, aynı zamanda muhalefet üyelerinle görüşmek benim için çok önemliydi!
Böylece, Mor Salkimin güçlü ve örnek üyeyeleri nasıl kistili imkanlarıyla, özelikle Türkiye genelindeki telefon yardım hatınla, şiddette ve tacize maruz kalan kadınlara nasıl yardım ettigini, öğrenmiş oldum – Sizlere canı gönülden tebrik ederim ve devamında başarılar diliyoruz.
Geçen haftalar Diyarbakır, Mardin ve Van’da (ve diyer şehirlerde) belediye başkanları görevden alındıktan sonra, milletvekili meslektaşlarım Turgut Yüksel ve Yanki Pürsün ile beraber yaptığımız eleştirimizi ‚Hessen Haber‘ gazetesi bu ayın baskısında değerlendirdi. Teşekkür ederiz Hessen Haber
Mecliste Frankfurt’tan özel ziyaretçi grubumu bugün misafir ettim: „Berami“ derneğin temsilcileri ve „Siyasette daha çok ilgi“ projesine katılan yabancı kökenli gençler.
Bu sempatik gurup benim milletvekili ve politikacı olarak görevlerimle yakından ilgililendiler. Ayni zamanda onların göçmenler için gösterdikleri çabalar beni etkiledi. „Siyasette daha çok ilgi“ projesiylen yabancı kökenli gençlerin Almanya’daki politikayla daha çok ilgilenmesi için çaba gösteriyorlar.
1990’dan bu yana, bu çeşitli etnik grublardan ve çoğunlukla bayanlardan oluşan frankfurtlu dernek, göçmenlere profesyonel gelişmede yardımcı oluyor.
Yalnız kişisel destek ve danışmanlık değil ayrıca dil öğrenme teşviği ve ilerletme eğitim imkanları sunuyorlar. Böylece üyeleri, diğer görevlerin yani sıra, göçmenlerin Sosyal katimini sağlıyorlar.
Biz Yeşiller bu angaje grup ilen Kültürel çeşitliliğe açıklık ve saygı gibi önemli değerleri önemsiyoruz. Israrlı calışmaları ve hoş ziyaretileri için cok teşekkür ederim
Gruba sonradan saygıdeğer meslektaşım Turgut Yüksel de katıldı. Kendisinin de bu derneğiye özel bağlantısı var ve bu projeye geçmişte (Mentor olarak) katılmıştı.
Bugün Anne Frank Eğitim Merkezine yaptığım ziyaret sırasında yakından serbest, açık ve demokrat bir toplum için, nasıl yenilikçi yöntemler ve yaklaşımlarla aktif katılmanı teşvik edilir gördüm.
Direktör Dr. Meron Mendel ve ekipine, önemli çalışmaları ve ayrımcılık, ırkçılık, anti-Semitizm, aşırı sagcılık ve nefret söylemlerine karşı mücadelerine, çok teşekkür ederim.
Ayrıça hoş ve verimli sohbet ve eğitim merkezinde ki tur icin teşekkür ederim.
Anne Frank eğitim merkezi gerçekten ziyarete değer ve danışmanlık hizmetlerinden (gerektiğinde) yararlana bilirsiniz. Örneğin, Irk Şiddetine Mağdurlarına Müdahale Danışmanlığı var.
(Anna Frank kimdi? Anne, Otto ve Edith Frank’ın kızları olarak 12 Haziran 1929’da Almanya’nın Frankfurt kentinde dünyaya geldi. Nazilerin 1933’te iktidara gelmesinin ardından Frank ailesi 1934 Hollanda’nın Amsterdam kentine kaçtı. Hollanda’da saklandıkları iki yıl boyunca Anne yaşanan olayları günlüğüne yazdı. Kimliği belirsiz bir kişinin ihbarından sonra Frank ailesi saklandıkları yerde bulunuyor ve Ausschwitz toplama kampına gönderildikten sonra aile üyeleri farklı toplama kamplarına yönlendirildi. Anne Frank ikinci dünya savaşı nazi almanya tarafından yahudilere sistematik bir biçimde yapılan soykırımın sembolü haline gelmiş ve anısına Anne Frank eğitim merkezi kurulmuştur) Bugün Anne Frank Eğitim Merkezine yaptığım ziyaret sırasında yakından serbest, açık ve demokrat bir toplum için, nasıl yenilikçi yöntemler ve yaklaşımlarla aktif katılmanı teşvik edilir gördüm.
Direktör Dr. Meron Mendel ve ekipine, önemli çalışmaları ve ayrımcılık, ırkçılık, anti-Semitizm, aşırı sagcılık ve nefret söylemlerine karşı mücadelerine, çok teşekkür ederim.
Ayrıça hoş ve verimli sohbet ve eğitim merkezinde ki tur icin teşekkür ederim.
Anne Frank eğitim merkezi gerçekten ziyarete değer ve danışmanlık hizmetlerinden (gerektiğinde) yararlana bilirsiniz. Örneğin, Irk Şiddetine Mağdurlarına Müdahale Danışmanlığı var.
(Anna Frank kimdi? Anne, Otto ve Edith Frank’ın kızları olarak 12 Haziran 1929’da Almanya’nın Frankfurt kentinde dünyaya geldi. Nazilerin 1933’te iktidara gelmesinin ardından Frank ailesi 1934 Hollanda’nın Amsterdam kentine kaçtı. Hollanda’da saklandıkları iki yıl boyunca Anne yaşanan olayları günlüğüne yazdı. Kimliği belirsiz bir kişinin ihbarından sonra Frank ailesi saklandıkları yerde bulunuyor ve Ausschwitz toplama kampına gönderildikten sonra aile üyeleri farklı toplama kamplarına yönlendirildi. Anne Frank ikinci dünya savaşı nazi almanya tarafından yahudilere sistematik bir biçimde yapılan soykırımın sembolü haline gelmiş ve anısına Anne Frank eğitim merkezi kurulmuştur) Bugün Anne Frank Eğitim Merkezine yaptığım ziyaret sırasında yakından serbest, açık ve demokrat bir toplum için, nasıl yenilikçi yöntemler ve yaklaşımlarla aktif katılmanı teşvik edilir gördüm.
Direktör Dr. Meron Mendel ve ekipine, önemli çalışmaları ve ayrımcılık, ırkçılık, anti-Semitizm, aşırı sagcılık ve nefret söylemlerine karşı mücadelerine, çok teşekkür ederim.
Ayrıça hoş ve verimli sohbet ve eğitim merkezinde ki tur icin teşekkür ederim.
Anne Frank eğitim merkezi gerçekten ziyarete değer ve danışmanlık hizmetlerinden (gerektiğinde) yararlana bilirsiniz. Örneğin, Irk Şiddetine Mağdurlarına Müdahale Danışmanlığı var.
(Anna Frank kimdi? Anne, Otto ve Edith Frank’ın kızları olarak 12 Haziran 1929’da Almanya’nın Frankfurt kentinde dünyaya geldi. Nazilerin 1933’te iktidara gelmesinin ardından Frank ailesi 1934 Hollanda’nın Amsterdam kentine kaçtı. Hollanda’da saklandıkları iki yıl boyunca Anne yaşanan olayları günlüğüne yazdı. Kimliği belirsiz bir kişinin ihbarından sonra Frank ailesi saklandıkları yerde bulunuyor ve Ausschwitz toplama kampına gönderildikten sonra aile üyeleri farklı toplama kamplarına yönlendirildi. Anne Frank ikinci dünya savaşı nazi almanya tarafından yahudilere sistematik bir biçimde yapılan soykırımın sembolü haline gelmiş ve anısına Anne Frank eğitim merkezi kurulmuştur)
Heroes – Şeref adına zulme karşı, Eşit haklar için!
Bugün Grup liderimiz Mathias Wagner’ilen birlikte eşitlik ve şiddet önlemeğe odaklanan “Heroes Offenbach” projesini ziyaret ettim.
“Heroes” topluluğumuzun ataerkil yapıları gözden geçirmeyi ve katı düşünceleri değiştirmeyi hedefliyor. Ayni kültürel, namusun ve şerefin yüksek tutulan, toplumunda yetişen gençler, Onur ve Şeref adına yapılan baskıya ve şiddete son vermek ve kadin ve erkek eşitliği sağlamak için çaba gösteriyorlar.
Bu saygı değer ve örnek çabanız için teşekkür ederim. Üstelik yanlış bir şeref kavramından oluşan kötü sonuçlara gösterdiniz mücadeleyi görme fırsatı verdiniz için ayriyeten teşekkürler.
İki gün önce Frankfurt Merkez tren garında 8 yaşında bir çocuk tren raylarına itilerek öldürüldü.
Bu aşağılık cinayet karşında hala şoktayım. Bir küçük erkek çocuğu babası olarak bu çirkin cinayet beni derinden etkiledi. Su an düşüncelerim ve dualarım küçük kardeşimizin ailesinde ve özellikle annesinde. Ayni zamanda travma geçiren tren şöförün ve görgü tanıklarında.
Bu korkunç trajediyi sağcı ve irkçi politikacılar tarafından siyasi enstrüman olarak kulanilmasini kiniyorum.
Failin kökeni ne olursa olsun bu olayın korkunçluğunu değiştirmez.
Katil katildir. Zihinsel hasta bir insanin yaptığı suç tüm bir sosyal grubu karalamak için kulanılıyor.
Böyle genel bir suçlama, nefret ve yabancı düşmangili içeren sözler bu üzücü olayda hem gereksiz hem yersiz!
Yaşanan olayın 40 yaşındaki eritre kökenli faili, ailesinle entegre şekilde yıllardır İsviçre’de hayatini sürdürmekteydi ve görünüşe göre çok kisa bir süre zarfında zihinsel hasta bir katile dönüştü.
Bu tür şiddet içeren suçlar, yabancılar olduğu için değil, manyak failler olduğu için gerçekleşiyor. Hangi kök, irk yada dinden olduğu önemsiz.
Gezi park eylemcilere dayanışma
Bugün Freiburg’da yeni kurulan “Movment for justice” derneğini destekledim. Derneğin talebi sadece türkiye kökenli vatandaşları degil, herkesi ilgilendiren bir mevzu. Yaklaşan gezi eylemcilerin davası icin gösteride bende bir konuşma yaptım ve Osman Kavala ve diğer 15 sanıkla dayanışma içinde oldugudumu ifade ettim. Altı yıl önce İstanbul’daki çevre koruma protestoları anısı çerçevesinde, ifade özgürlüğü ve Türkiye’de gerçek demokrasi için ele ele verdik ve pozitif sinyal gönderdik.
Gezi, birçok şeyin yanında – doğanın korunmasının öneminin, çeşitli insanların omuz omuza mücadele vermenin ve Türkiye’de sivil topluma direnişin sembolü haline geldi ve maalesef Türkiye’de insanların bugün hala uğradığı baskısının bir simgesidir.
İşte tam bu yüzden güçlü bir sivil toplum için ayağa kalkmalıyız ve yanlış bir politikasının kurbanlarını anmalıyız ve desteklemeliyiz. Çünkü Türkiye’deki barışçıl, ilerici düsüncelere sahip olan kuvvetlere destekleyici bir tutuma ihtiyacımız var! çok büyük emek veren gönüllü çalışanlara teşekkür ederim!
AfD Türk düğün salonlarını ve Türk düğünlerini engellemek istiyor
Sağ popülist ve yabancı düşmanı partisi AfD yine gerçek yüzünü gösterdi. Bu kez Hessen eyaletinde Bad Camberg Würges’de yapılacak 400 kişilik bir düğün salonunu hedefe aldı. Sebep; yatırımcısı ve işletecek olan vatandaş Türkiye kökenli. Ve bundan dolayı orada çoğunlukla Türkiye kökenli insanların kutlamaları ve bilhassa düğünleri olacak. Bazı Bad Cambergli vatandaşlar bu projeyı engellemek amaciyla bir halk girişimi gerçekleştirdiler. Korkularını çevre kirliliği ve ses rahatsızlığı olabilir diye gösteriyorlar.
Bu protestoları Afd milletvekilleri fırsat bilip gündem yaratmak için saçma ve yersiz nedenler öne sürerek Hessen meclisine taşımaya çalisdilar. Hatta bunu Türkiye kökenli insanların burada uyum sağlamak ve paralel yaşam sürdüğünü için ispat olarak görüyorlarmis.
Afd’nin sunduğu nedenler ve önerge bizim Yesil bakanlıktan tarafından su sözlerle „Hessen eyalet entegrasyon politikası tüm vatandaşlarımıza eşit fırsatlar sunuyor ve sunulmaya devam edicek. İrk veya etnik kökeni ayrımcılık hiç bir Talepte, Onayda, izinde yada faaliyette söz konusu olamaz“, reddedildi.
Sağcı partinin bu denemesi insanlarımıza örnek olsun! Insanlarımız onların ırkçı politikasından 1ci derecede etkileniyor. Bilhassa bu sebepten dolayı oy hakkı olan insanlar seçimlere katılıp Demokrat bir partiye oy vermesi gerekiyor. Ancak böyle bu ırkçı parti yi meclislerden uzak tutabiliriz. Bunlara fırsat vermeyelim, irkciliga ve sagcila karsi eylemlere ve diğer etkinliklerde katılarak karşılık gösterelim.
Almanya Zaza toplum yönetim kurulu üyelerin eyalet meclisteki ziyareti
Dün benim için büyük bir şeref: Almanya Zaza toplum yönetim kurulu üyeleri beni mecliste ziyaret ettiler. Bu ufak dernek büyük ve tutkulu mücadelesiyle Zazaca dilini yazılarıyla, kitaplarıyla ve tercümeleriyle (misal almanca’ya veya türkçe’ye) birdahaki nesillerimiz için hayatta kalması için çaba gösteriyor. Maalesef (diğerleri arasında bilhassa asimilasyon dan dolayı) bu güzel lisan tükenmek ve konuşmamak tehlikesi yaşıyor. Aslen Benim anadilim olması gerek zazacadan sadece tek tük kelimeler ve cümleler biliyorum. Bundan dolayı bu zor görevi üstlenen ve gönüllü mücadele veren insanlara canı gönülden teşekkür ederim. – Ve tabii ki kitaplar ve güzel çiçek hediyelere de
Basın Bülteni: Öğrencilerin “Fridays for future” eylemini Hessen Yeşiller partisi destekliyor.
Greta Thunberg’in İsveç’te başlattığı “İklim İçin Okul Grevi“projesi tüm dünyada ses getirmeye devam ediyor. Başka bir gezegen yok diyen öğrenciler gezegenin geleceği için okulda değil sokaklardaydı. Öğrencilerin küresel talepi: Hükümetlerin ekolojik krizi kabul edip ‘İklim Acil Durumu’ ilan etmesi ve iklim değişikliği ile mücadele için etkili bir program çıkarılması.
Bu hedefi Hessen’deki binlerce öğrenci’de talep etti.Sadece Frankfurt’ta 6000’den fazla katılımcı vardı. Burcu „Öğrencilerin geleceklerini kararlı bir biçimde sahip çıkmalarini ve bos iklim koruma vaadetlere inanmadiklarini görkmek, cok güzel bir duygu“dedi.
Ayrica Burcu„ Bazi politikacıların önemsemediğni, genclerimizin bilim insanlarına ve bilimsel kaynaklarına dayanarak, yaklaşmakta olan felaketin farkinda olmalari, cok mühim bir gelişme“diye belirtdi.
„Ve bazı politikacıların aksine projeyi ve öğrencileri karalamak yerine gençlerimize kulak vermeliyiz!“ diyerek vurguladi.
Devaminda Burcu şunu ekledi “Hessen eyaleti dogru yolda. Eyalet hükümetininzin Hessenin CO2 emisyonlarını 2050’ye kadar nötr bir hale getirme hedefi büyük önem tasiyor ve IPCC’nin talepleri doğrultusunda”. „Bu tarz Öğrenci eylemleri, iklimi ve gelecekteki tüm nesillerin geleceğini koruma konusunda hâlâ başlangıçta olduğumuzu göz önünde tuttuyor. Artik Berlin’de iklimi korumayı ciddiye alan bir hükümete ihtiyaçımiz var.“
Nükleer silahlara hayır!
Biz Yeşiller milletvekili olarak „nükleer silahlarina hayir“ imza kampanyasıni destekliyoruz. Bugün meslektaşlarımla el vererek uluslararası atombombasi ortadan kaldirma kampanyasıni (ICAN) desteklediğimizi acikladik ve kampanya temsilcilerine teslim etdik
Bensheimdaki uyum kursu meclise ziyarete geldi
Bugün bizi mecliste Bensheimdan bir uyum kursu ziyaret etti. Bu sempatik göçmen gurbu güzel almancasiyla akıllı sorular sorup, mantıklı şeyler söylemesi beni çok gururlandırdı.
İlginç bir şey: Sağcı ve yabancı düşmani parti AfD- milletvekili gruba Almanya’da en çok neyi seviyorsunuz sorunca, cevaplar buradaki insanların birbirine karşı olan saygısı ve güvenliği dediler.
Alevi Federasyonunun 30. kuruluş yıldönümünü kutlu olsun –Bugüne Kadar olağanüstü mücadele icin tebrikler
Yeşillerin hessen milletvekilleri Hessen Alevi Federasyonunun 30. kuruluş yıldönümünü kutladı. Milletvekilli Taylan Burcu „Kuruluşundanitibaren çeşitli dinler arasi diyalog, barış ve saygı içinde bir arada yaşama ve azınlık hukuku icin kendini adamistir.“ dedi. Devaminda Taylan Burcu dedi: “ Biz Yeşiller, alevi dernegi hessen‘de bu degerleri uzun süredir korudugu için memnunuz. Ayrıca bu yıldönümünü bu amac icin olağanüstü çaba gösteren sayisiz gönüllü calisanlara borcluyuyz.”
“Aleviler, Osmanlı imparatorluğunda ve Türkiye Cumhuriyetde tarihinde zulüme, baskılya ve progromlara maruz kaldi. Ve yaşadığıklari halen derin bilinçlerinde. Bu sebenden dolayi alevi topluğunun bu 30.yildönümünü ayri özel kılıyor“ dedi.
„Hiçbir insan dünyanın hiçbir yerinde barış için mücadele verdiği için ve barış için dilekçe imzaladığı için mahkum edilmemesi lazım.“ – Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancıyla dayanisma
Hessen Yeşiller Barış ödülü’ne layik görülen Prof.Dr.Şebnem Korur Financi ile dayanişma içindeler. Demokrasi, bariş ve insan hakları için çaba gösteren Financi’ya Türkiye’de ‘terör örgütü propagandası’ suçundan hapis cezasi verildi.
Yeşillerin milletvekilli Taylan Burcu’nun beyanina göre :”Bariş için mücadele veren hic kimse, dünyanin hiç bir yerine yargılanmamalı ve ceza almamali. Fincanci davasinı göz önünde bulundurursak, hedeflerine savunun insanlarin,bizim ülkemizde veya başka demokrasilerde tabii olan,Türkiye’de hala nasil riskli olduğunu göstermektetir. Ve bu Prof.Dr Şebnem hanimin ne kadar cesur olduğunun altini çizer.“
Devaminda Taylan Burcu „Prof. Dr Şebnem Korur Financi’yi Hessen Bariş Ödülü ile onurlandirmak önemli bir işarettir. Türkiye’de demkorası, insan hakları, basin özgürlü, ifade özgürlüğü ve kadin ve azınlıklar halkları savunan herkes icin, olumlu bir işarettir.“ dedi
„Alman ve Türk halkıni bağlayan çok ortak noktalarimiz var ve bizimle yaşayan türkiye kökenli vatandaşlarimiz Hessene eyaletin bir parçasidir.
Bu nedenle sağcı popülistlerin hakli bir eleştiriyi yanlis yöne çekip,irkçilik, nefret ve düsmanlik yaratma cabalarina izin vermemeliyiz. Hessen gibi kozmopolit bir eyalette bunun icin yer yok.” Burcu belirleti.
Frankfurt´ta Enerji Tasarrufu ve isik kirliliğini engelliyoruz.
Fankfurt’ta Yesillerin bir başları daha. Benim 2016 girişimden sonra ve Yesillerin mücadelesiyle frankfurta bulunan metro ve tramvay duraklarinda ki ışiklandırmalar geceleri (işletme paydoslarinda) Düşük bir seviyeye azaltiliyor. Bunun sayesinde (bilhassa etrafta oturan insanlar için) isik kirliliğini engelliyoruz ve her hafta 2400 kilovat elektrik tasarruf etmeyi başariyoruz. Bu en azindan 50 tane 2 kişilik ev halkının ürettigi ceyran demektir.